Büyükçekmece'den Yeşilçam'a hayat öpücüğü

Kimi yerlerde yaşayanlar için uzun vadeli plana, programa gerek yoktur… Tıpkı Büyükçekmece’de ikamet edenler gibi. Çünkü bu masalsı yer, sakinleri için her gün birbirinden farklı ve güzel seçenekler sunar. İlçede oturanlar, kendilerini zamanın sakin akışına bırakırlar. İsteyenler, İstanbul’un boynundaki inci bir gerdanlık gibi uzayan 16 kilometrelik Kordon Boyu’nda nefeslenebilir. Tabii, deniz yerine gölü tercih edenler de olabilir. O an için istediği renk mavi değil de yeşilse Büyükçekmece sakininin, ormanlık alanlarda, ağaçların arasında geçirebilir gününü. Sonuçta, Büyükçekmece’nin hangi caddesinde ya da sokağında oturduğunuz önemli değil… Konumunuz neresi olursa olsun arzu ettiğiniz güzellikler hemen yanı başınızdadır. 

Sanatın her hali her zaman sizinle

Şu ana kadar okuduklarınız ruhunu doğal ortamlarda dinlendirmeyi tercih edenler içindi. Fakat Büyükçekmece zamansız ve sınırsız bir şehir. Kültürel ve sosyal etkinliklerin, organizasyonların da sonu ve zamanı yok. Uluslararası Festivali başlı başına bir değer. Kurşunlu Han’da düzenlenen konserler, söyleşiler, oyunlar bambaşka bir tat! AKM’deki etkinlikler, Belediye Binası’ndaki resim ve fotoğraf sergileri, ilçenin çeşitli noktalarındaki sinema gösterimleri… Sinema demişken… Büyükçekmece bütün bu güzellikleriyle adeta doğal bir plato konumunda. Beyaz perdeye uyarlanan başyapıtlar ve milyonları ekranlara kilitleyen dizilerin bir kısmı Büyükçekmece’de çekildi.

Muhteşem doğası ve turistik yapısı

Aslında deniz-kum-güneş üçlüsü bile Büyükçekmece’nin doğal film seti niteliğini yakalaması için başlı başına yeterli. Ayrıca, Türkiye genelinde henüz turizm diye bir sektör yokken, bölge, tesisleri açısından da ön plandaydı. Film setinde çalışanların, oyuncuların, yönetmenlerin konaklama ihtiyaçları, filmlerin çekildiği süreç boyunca Büyükçekmece’de rahat bir şekilde karşılanabiliyordu. En önemli faktörlerden biri de ilçenin kent merkezine yakın olmasıydı. Bu yapımcılar ve teknik ekip için lojistik açıdan kolaylık sağlıyordu. Ayrıca olası aksaklıklar da merkeze yakın olunması nedeniyle ivedi bir şekilde çözülebiliyordu.

Kadir İnanır "Sayın Başkan" ile Büyükçekmece'de

Yerli filmlerinin önemli jönleri arasında yer alan Kadir İnanır da Büyükçekmece sınırları içerisinde film çeken ünlü isimler arasında yer alıyor. İnanır’ın, başrolü Alev Baymur ile paylaştığı, yönetmenliğini ise Ünal Küpeli’nin yaptığı 1990 yapımı ‘Sayın Başkan’ isimli filmin geçtiği yer, senaryoda Çayırtepe olarak anılıyor. Ancak Çayırtepe’nin hayat bulduğu yer ise Büyükçekmece’nin farklı noktaları olmuştu. 

Yılmaz Güney'in "Arkadaş" filmi

Yılmaz Güney’in yönetmenlik koltuğunda oturup senaryosunu yazdığı, yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği 1974’te çekilen Arkadaş filmini bilmeyeniniz yoktur. Sözünü ve müziğini Şanar Yurdatapan’ın yazdığı, Melike Demirağ’ın ise sesiyle hayat verdiği, filmle aynı adı taşıyan film müziği de halen popülerliğini koruyor. Filmde öğrencilik yıllarından tanışan iki arkadaşın yıllar sonra karşılaşması anlatılıyor. Bir kıyı kasabasında geçen filmin çekildiği yer ise Büyükçekmece… Sahnelerin hatıra sayılır bölümü de Kumburgaz sahilinde hayat buldu.

Ferdi Tayfur'un o filmi Kamiloba'da çekildi

Türkiye, 1980 sonrası, bir yandan 12 Eylül Darbesi’nin kötü izlerini silmeye çalışırken bir taraftan da ‘arabesk’ kültürle tanışıyordu. Bu kimilerine göre Türk kültürünün erozyona uğraması kimine göreyse toplumsal zenginlik olarak görülüyordu. Bu tartışmalar sürerken Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses gibi isimler arabesk tarzdaki şarkılarıyla milyonları hüzne boğuyordu. Yeşilçam, tutan arabesk şarkılara da filmler çekmeye başlamıştı. Kısacası arabesk müzik furyasına bir de arabesk film modası eklenmişti. Melih Gülgen’in yönettiği, Ferdi Tayfur ve Nilgün Akçaoğlu’nun başrollerini paylaştığı 1984 yapımı ‘Utanıyorum’ bunlardan sadece biriydi. Filmin iç ve dış mekân sahnelerinin büyük bir bölümü Kamiloba Mahallesi’nde çekildi. 

Erkek gibi ölenlere mekan olan ilçe

Erkek Gibi Ölenler… İsmi yeni kuşaklar tarafından pek bilinmese de Yeşilçam’ın kilometre taşlarından biri olan Yılmaz Duru, içinde yer aldığı projeler ve kişisel olarak toplam 6 Altın Portakal, 1 Altın Koza ve Antalya Film Şenliği’nde çeşitli ödüller kazanmış bir aktör. Duru, 1970 yapımı ‘Erkek Gibi Ölenler’ isimli filmde hem senarist hem yönetmen hem de başrol olarak yer almıştı. Filmin neredeyse dörtte üçlük bölümü Büyükçekmece sınırları içinde çekilmişti. Erkek Gibi Ölenler’de, Yılmaz Duru’nun dışında Danyal Topatan ve Feri Cansel de rol almıştı. 

 Büyükçekmece yalnızca sinema filmlerine değil, milyonlarca kişiyi ekranlara kilitleyen reyting rekortmeni dizilere de ev sahipliği yaptı.

 

Adnan Ziyagil'in merkez ofisini hatırlıyor musunuz?

Türk ekranlarında milyonları ekrana kilitleyen, Halit Ziya Uşaklıgil’in romanından uyarlanan Aşk-ı Memnu dizisinde, Adnan Ziyagil’in (Selçuk Yöntem), şirketlerini yönettiği merkez ise Kumburgaz’daki (Palaska Kemer ve Deri Ürünleri A.Ş.) bir şirkete aitti.

Milyonları kilitleyen diziler de burada çekildi

1986 ve 1988 yılları arasında TRT ekranlarında fırtınalar estiren Perihan Abla’nın çekildiği İstanbul semti aslında Kuzguncuk’tu. Bu semtte dizinin çekildiği mahalledeki bir sokağa da Perihan Abla Sokağı ismi verildi. Ancak bu kült dizinin bazı bölümleri Kuzguncuk sınırları dışına taştı. Dizide ‘Berber Raşit’ karakterine hayat veren Erdinç Üstün, günümüzde Eser Otel’in bulunduğu yerde yükselen Malibu Otel’in de sahibiydi. Bu nedenle Perihan Abla’nın bir bölümü Malibu Otel’de çekilmişti.

Yılan Hikayesi bu topraklarda hayat buldu

İzleyici tarafından beğenilen yüksek reytingli dizilerden biri ise 1999-2002 yılları arasında yayınlanan Yılan Hikayesi olmuştu. Mehmet Ali Alabora ile Meltem Cumbul’un başrollerinde olduğu dizinin büyük bölümü Büyükçekmece sınırları içerisinde çekilmişti. 

Şark Bülbülü ve Aile Şerefi'ndeki o muhteşem köşk

Kemal Sunal’ın milyonları halen kahkahaya boğan filmlerinden biri olan Şark Bülbülü ise Kumburgaz’da çekildi. “Bana Mazlum’u getirin” repliği hafızalara kazınan filmde Kemal Sunal’a, Dinçer Çekmez ve Ayşen Guruda eşlik etmişti. Şark Bülbülü’nde ‘Fethi’nin (Dinçer Çekmez) evi olan yalı, Orhan Aksoy’un yönettiği Aile Şerefi’nde ise oğlu Oktay için her şeyi yapabilecek zengin baba Hasan’ın malikanesi haline dönüşmüştü.